Bölüm 321
Lütuf
Gece rüzgarının soğuğu etrafımı sarana kadar karanlığın içinde sürüklendim. Karanlık dağılırken, daha da üşüdüm. Ölü, buruşuk ağaçlar etrafımda uzanıyordu. Zemin ölüydü. Kabuk siyahtı. Terk edilmiş, ürkütücü orman önümde sonsuza kadar uzanıyordu. İskelet ağaçları ay ışığına uzanıyor, uzun, ürkütücü gölgeler oluşturuyordu.
Sessizlik baskıcıydı, sadece görünmeyen yaratıkların uzak mırıltısıyla bozuluyordu. Kalbimin göğsümde çarptığını duyabiliyordum. Nefesim havayı buğuluyordu.